Şifahane ve Hastahane ÜzerineŞifahane ve Hastahane Üzerine

Şifahane ve Hastahane Üzerine

Hekimlik tarihine bakıldığında hekimliğin insanlığın ilk zamanlarında ilahi bir sanat olarak görüldüğüne şahit olmaktayız. Bu dönemde hekimler genellikle din adamlarından yahut filozoflardan müteşekkildi. Bu şahsiyetlerin birçoğu dini ilimler ve tıp ilminde ön planda oldukları kadar diğer tabiat ilimlerinde de ön plandaydılar. Bunun sebeplerinden biri o dönemki ilimlerin günümüzdeki kadar dallanıp budaklanmadığı ve bu kadar tafsilatlı bilgilerle ilimlerin ilerlememesindendir.

Allah, peygamberlere yaşadığı dönemdeki en ileri ilimleri ilgilendiren mucizeler vermiştir. İsa (aleyhisselam)’ın en büyük mucizelerinden birisinin alaca hastalığını düzeltmesi ve diğerinin ölüleri diriltmesi mucizesidir. Buradan yola çıkarak o dönemde tıbbın, diğer ilimlere nazaran daha ilerde olduğunu anlıyoruz. Peki, günümüz tıbbı ile o günkü ve onun evvelindeki tıbbın nazariyeleri ne açılardan farklılık arz etmekteydi?

Burada çok şeyler söylenebilir fakat ben bu yazımda sadece bir noktaya işaret etmek istiyorum. Tıbbın ilk zamanlarında hekimler, Allah’ın Şafi isminin tecellisine aracı olmak maksadıyla bu ilimle amel etmek gayretindeydiler. Bu sebeple tarihte ilk kurulan sağlık merkezleri din adamları tarafından kurulmuştur. Sonraları vakıf kültürü ve benzeri ekollerin gelişmesiyle din adamlarının dışındaki insanlar sağlık merkezlerini kurmuş ve idare etmişlerdir. Sanayi devrimiyle başlayan, liberal ekonominin yaygınlaşması ve kapitalizmin insanların ahlaklarının en derinlerine işleyecek kadar güçlenmesiyle, bu müesseseler artık yavaş yavaş ticarethanelere dönüşmüştür. Özellikle kendi coğrafyamıza bakacak olursak, tabipliği meslek olarak görmekten de öte, “bir insanı yaşatan tüm insanlığı yaşatmış gibidir” düsturunca hareket edip, bu işi bir hayır kapısı olarak gören hekimler artık yavaş yavaş işin maddi boyutuna kendilerini kaptırmış bulunmaktadır. Kadavraya benzeyen, hikmetten kopuk tıp ilminin hakim olduğu sistemden başka ne beklenebilirdi ki… İşte bu kırılmayı isimlendirmelerden bile anlamak mümkün diye düşünüyorum. Anadolu’ya gelişimizin ilk zamanlarından beri kurulan sağlık merkezlerinin genel isimlendirmesi “şifahane” şeklindedir. Bu isim öylesine konulmuş bir isim değildir. Bu isimlendirme yapılırken kullanılan asıl kelimeye dikkat çekmek istiyorum: şifa… Şafi ile akraba olan bir kelime. Doğrudan Şafi’yi andıran bir kelime… Şifanın ilaçlardan yahut tabiplerden öte Allah’tan yani Eş-Şafi’den geldiğini vurgulayan kelime... Zira hekimler de bu nazarla bakarlardı hastalara.

Fakat günümüzde sağlık merkezlerinin adı “hastahane” ye dönüşmüştür. Kavramın vurgusu kaymıştır. Şüphesiz ki bu, halkın yörüngesinin, nokta-i nazarının kaymasından ve alem tasavvurunun hastalanmasından kaynaklanır. Bundandır ki kavramda vurgulanan şey “hasta” dır. Zaten hastaları tamir edilmesi gereken bir mekanizma olarak gören sistemden de ancak böyle bir isim çıkabilirdi. Bu sistemin çıkardığı tabipler de maalesef ki hekimliğin felsefesinden, hikmetinden mahrum bir şekilde teknik tıp ilminde mahpus kalmıştır. Zira bu tabiplere artık ne hekim diyoruz ne de tabip. Artık onların tatsız, tuzsuz ve ruhsuz bir isimleri vardır: doktor…

Bu hikmetten kopuşu genç doktorların uzmanlık için seçtiği bölümlerin, uzmanlık sınavındaki puan dağılımından bile anlayabiliriz. Artık zahmetin az, paranın çok olduğu bölümler daha revaştadır. Hastanın ahirete giden yolda sevap kapısı olduğu olgusundan uzaklaşıldı. Artık ne hasta görülmek isteniyor ne de zahmet...

Yazının başlığındaki soruya da bu bilgiler ışığında kısaca cevap verirsek: Hastahaneden şifahane kültürüne geçiş evvela bir zihniyet devrimi istemektedir. Tabelaları değiştirerek zihniyetleri değiştiremeyeceğimize göre öncelikle zihniyetleri tekrar doğru şekilde inşa etmeliyiz. Eğer zihniyeti doğru inşa edilmiş hekim sayımız artar ise inşallah gerisi de çorap söküğü gibi gelecektir. O kardan aydınlığı görebilmek ümidiyle…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Sen de bir yorum yaz
E-posta adresiniz kimseyle paylaşılmayacak.

En Çok Okunanlar

01




02




03




04




05




Sizin İçin Seçtiklerimiz






Tıbbiyeli Dergi















Son Yorumlar