Bize Göre’deki Ahmet Haşim
Bize Göre; Ahmet Haşim’in 1928’de bir kısmı yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde, bir kısmı seyahat için gittiği Paris’teki sosyal hayata dair gördüğü manzaraları anlattığı kitabıdır. Kelimelerle adeta müzik yapan, bazen binbir çeşit renkle tabiat portreleri yapan Haşim’in sunduğu nazariye ne olursa olsun, her metinden sonra üslubundan dolayı muhakkak zihinde lezzetli bir tat bırakmaktadır. Kelimelerin derinliklerine inmiş, onlarda erimiş ve bunlar üzerinde kuyumcu titizliğiyle seçim yaparak dil zevki açısından lezzetli bir eser meydana getirmiştir.
Bize Göre ’de dikkat çeken bir husus, Ahmet Haşim’in üzerine yazı yazdığı mevzuların o dönemdeki siyasi ve ideolojik havasının dışında olmasıdır. Sanki o, kendi etrafına tamamen kelimelerin renkleriyle örülü bir duvar yapmış ve o duvarın arkasında kendine has bir dünya inşa etmiştir. Bu dünyada onu alakadar eden şeyler tabiatta karşılaştığı manzaralar, sosyal hayattaki olgular, edebiyata dair bazı düşüncelerdir.
Ahmet Haşim’in bu eserindeki “Kargalar” başlıklı yazısı, kendine has temasını ve üslubunu gösterecek mahiyettedir. Yazıda kargaların tasviri, özellikleri ve insanlarla münasebeti anlatılır. Konu sadece bu kadardır. Lakin tasvirlerindeki benzetmelerin güzelliği, muhayyilesinin renkliliği bu basit yazıda bile edebiyatın gücünü gösteren bir ders mahiyetindedir: “…her sabah gözlerimi, gökyüzünden gelen paslı seslerin gıcırtısıyla açıyorum. Sanki binlerce çelik makas göklerin lacivert rengini doğramak için durmadan açılıp kapanarak, havada cehennemî bir gürültü ile şakırdıyor.”
Ahmet Haşim bu eseriyle Türk Edebiyatı’nın dil zevki açısından en estetik köşesinde kendine çoktan yer edinmiştir.