Geceden Mektup
Bir çeşme altında su içercesine bitiştirdiğim avuçlarımdan akıyor gündüz
Akıyor zamanla bir ağızdan
Yavaş mı, hızlı mı anlamıyorum
Ama bitiyor
Ardında göğün kızıllığıyla kurulanacak bir çift ıslak el bırakıyor
Güneşin gidişine, akşamın gelişine, karanlığın hâkimiyetine engel olamıyorum
Her yanımı sarıyor ıssız gece
Yudum yudum esiyor
İlmek ilmek dokunuyor şevval
Bir yorgan gibi üzerime çekiyorum ağırlaşmış bütün kalıpları
Tutuşturuyorum keşke müsveddelerini bir kibritle
İçimde kalan hülyaların külleriyle ısınıyorum
Isındıkça eriyorum mum misali, donmak üzere
Sabahı karşılamaya hazırlanan mahmur gözler
Uykusuz fikirlerin tesirindeki meşbu zihinler
Gayretin resmini çiziyorlar tuvale yorgunluk fırçasıyla
En güzel duvarlara asılmak üzere boyanan bir tuval…