İslam'daki Anne ve Baba Hakkına Fizyolojik Bakış
Bugüne kadar hepimiz mutlaka anne ve baba hakkının önemli olduğuna dair pek çok sohbet dinlemiş, ayetler ve hadisler okumuş ve hatta bizzat kendimiz anne babalarımızdan ‘’anne/baba olunca anlarsın’’ cümlesini çokça duymuşuzdur. Peki şimdi hep beraber anne başta olmak üzere Allah Kur’ân-ı Kerim’de neden kendisine itaatten sonra ilk önce ana-babaya itaati bize emrediyor? Gelin hep beraber bu sorunun tıbbi nedenlerini inceleyelim.
Söze önce anne yokluğuyla büyüyen çocukların, bebeklik ve çocukluk çağlarında hatta ileri yaşam evrelerinde ne tür rahatsızlıklarla karşılaştıklarını inceleyen bir çalışmayla başlayalım.
Çocuğun normal fiziksel ve ruhsal gelişimi için anne bakımına ve sık dokunulmaya ihtiyacı vardır. Anne yokluğu çocukta sosyal, davranışsal ve bilişsel işlevlerin gelişiminde geriliğe; strese cevap sisteminin anormal gelişimine, öğrenme-bellek bozukluklarına ve ileride kendisinin de iyi ana-baba olamamasına yol açmaktadır.1 Aynı zamanda beyin büyüme faktörlerinin azaldığı, beyin sinir hücrelerinde gelişmesinde bazı sorunlar geliştiği bildiriliyor.2
Bu durumun tersi olarak küçükken annesinden iyi bakım görmüş çocukların ileride kendi çocuklarına da daha müşfik ve az anksiyeteli davrandığı gözlemlenmiştir.3 Bu çocuklarda kendine güven duygusunun geliştiği ama iyi bakım alamamış çocuklarda antisosyal kişilik bozukluğu, depresyon, madde bağımlılığı gibi hastalıkların riskinin arttığı çalışmalarla tespit edilmiştir.4 Polonya’da yapılan bir çalışmada her çocuğun annesinin hayatını ortalama 95 hafta kadar kısalttığı, buna rağmen babasının ömrünü etkilemediği hatta kız çocukların babalarının ömrünü (bu kızlarından iyi bir bakım almalarına bağlanabilir) ortalama 74 hafta kadar uzattığı rapor edilmiştir.5 Çocuğun anne ömrünü bu denli etkilemesine sebep olarak ise annenin üreme, hamilelik ve doğum sonrasında artan iş yükünün bir sonucu olarak yaşadığı enerji kaybı, vücudunun ve ruh halinin hastalıklara daha açık hale gelmesi gösteriliyor.
Öyleyse burada Rabbimizin buyruğuna değinmenin vakti geldi:
İnsana da anne-babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: "Bana ve anne babana şükret. Sonunda dönüş yalnız banadır."
| Lokman Sûresi 14.ayet
Annelerimizin hakkını ödeyemeyeceğimizi ispatlayan diğer bazı biyolojik olaylardan bahsedecek olursak:
- Annelerin normal doğum sırasında çektiği acının 300 kemiğin aynı anda kırılmasına denk bir acı olduğu bildiriliyor.
- Hamilelik sırasında anne rahmi, normal hacminin 500 katına çıkar.
- Annelerin çocuklarını ihtimamla büyütürken gösterdiği ince davranışlar, annelerde halk arasında takıntı olarak bilinen "obsesif kompulsif bozukluk (OKB)" riskini artırıyor.6
- Normalde 3 yılda salgılanan ve annelik duygusunun annede oturmasını sağlayan östrojen hormonu, gebe kadınlarda 1 günde salgılanıyor. Bu da annenin bebeğe bağlanmasını sağlıyor.
- Bebeğin gebeliğin sonlarına doğru anne karnında kütlesinin 2-3 kg olduğu biliniyor. Peki biz elimizde boş bir bardağı elimizde 5 dakika tutsak kolumuzun ne kadar uyuştuğunu fark ettik mi? Anneler ise bundan katbekat yüksek bir kütleyi aylarca karnında taşıyor.
O zaman burada kulağımızı Kelâm-ı Nebi’ye tutalım:
Ana babasına, ikisinden birine yahut her ikisine birden ihtiyarlık zamanlarına yetişip de cennete giremeyen kimsenin burnu yerde sürünsün.
| Müslim 2551/9, Buhari Edebü’l-Müfred 21
Burada sizlere bu konuda bazı araştırmacıların çoğunun evrimsel süreçlere bağladığı Rahmet-i Rahman tecellilerinden bahsetmek istiyorum. "Annelik sanatı bu kadar zor ve zahmetli iken anneler buna nasıl dayanıyor?" sorusu hepimizin aklına düşmüştür. Peki anne bütün bunlara nasıl katlanıyor? Allah Zülcelal Hazretleri burada anneleri yardımsız bırakmıyor elbette:
- Annenin bebeklerinden gelen kötü diyebileceğimiz kokulardan iğrenmemesi hatta bu kokunun anneyi çocuğuna daha da ilgili kılması7
- Gebelik sırasında ve doğum sırasında annelik hormonlarının salgılanmasıyla annenin çocuğuyla duygusal bağının kurulması
- Anneliği severek yapması için “annelik duygusunun” beyinde ödüllendirici etki yapması
- Bebeğin ağlamasına annenin aşırı duyarlı olması ve dayanamaması
- Bebeğin duygularının anne tarafından anlaşılması
- Bebeğin anneye sevimli görünmesi
- Annenin çocuğa bağlandığı gibi çocuğun da annesine bağlanması
- Annenin hamilelikte ve doğumda çektiği acıların günahlarına kefaret sayılması
- Cennetin annelerin ayakları altına serilmesi
gibi hem bilimsel hem de dini bilgiler Allah’ın annelere iltifat-ı Rahman’ıdır.8
Belki akıllarımıza gelmiştir. Başlık ana baba hakkı ama neden hep anneden bahsettik. Sebebi aslında yukarıda yazıyor. Annelik vazifesi çocuğa direkt etki eden, ayrıca babalıktan üç fazla dönemi içerir. Bunlar anne karnındaki 1, 2 ve 3.trimesterlerdir. Nitekim bir sahabi, Efendimiz (aleyhisselatu vesselam)’e gelerek:
“Ya Resulallah! Kime iyilik ve ihsanda bulunayım?” deyince, Resülullah (asm): “Annene, sonra annene, sonra annene, sonra babana ve sonra da sırasıyla yakınlarına” buyurdu.
| Ebu Davud, Nesai, Tirmizi
İşte bu sebepten biz de anne bahsini biraz daha fazla tutmaya çalıştık. Söylenecek daha çok şey var belki ama şimdilik bunlarla iktifa edelim ve babalarımızla ilgili birkaç kelam edip tamamlayalım.
Babanın da eşinin doğumunun sonlarına doğru prolaktin hormonu salgılaması ve testosteron salgısının azalması, yeni doğacak çocuğuna merhametli ve sıcak şekilde yaklaşmasını sağlar.9 İşte bu da Allah’ın kulları üzerinde rahmeti değil de ya nedir? Babalarımız varlıklarını annelerimiz kadar hissettirmese de adeta hayalet bir etki bırakırlar gönlümüzde. Yoklukları, insana tarifi anlamsız bir şekilde acı bırakır. Baba hem anne için hem evlat için hem de ev için bir çatı gibidir. Babalarımız bizi görünmez bir biçimde destekler, acılarını ve gözyaşlarını içinde biriktirirler. Çatılar, yağmuru, karı, soğuğu ve sıcağı içeri geçirmesin diye varlar. Babalarımız da işte bunun gibi bizi hayatın o soğuk ve sıcak zorluklarından korumaları için Allahû Teala tarafından bu meşrep üzere yaratılmışlardır.
Babaların önemine dair Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuşlardır:
Babanın evladına duası, peygamberin ümmetine duası gibidir.
Ez cümle: Her birimiz birer evlat olarak duasına muhtaç olduğumuz babalarımıza ve dünyanın en güzel yemek yapma rekorunu hala ellerinde bulunduran annelerimize hizmeti, rızalarını gözetmeyi elden bırakmayalım. Unutmayalım bizim iyi anne-baba olmamız, evvela iyi bir evlat olabilmekten geçer.
Selametle…
- De Bellis-2005, Leckman ve Herman-2002, Kaffman ve Meaney-2007
- De Bellis-2005
- Caldji ve ark.-1998
- Champagne-2008
- Jasienska ve ark.-2006
- Leckman ve Herman-2002
- Numan ve Sheehan-1997, Numan ve ark.-1993
- Ertuğrul Eşel-2009
- Wynne, Edward ve Reburn-2000