Sanal Genç 1
Dakikalar, saatler, günler, aylar, yıllar…
Sanal alemde geçen ömürler…
Söz konusu, hayatımızın her alanına dahil olup adeta olmazsa olmazımız haline dönüşen teknolojinin bize kattıklarının karşılığı olarak bizden aldığı zamanımız. Yıllar önce evlere “ders çalışılacak” diye alınan bilgisayarlar ile başlayan bu serüvende geldiğimiz nokta herkesin kolunda küçük bilgisayarları taşıması oldu. O yıllarda ders çalışsın diye bir ümitle eve bilgisayar alan babalar da elbette ki tahmin etmemiştir çocuğunun o bilgisayarda ders çalışmak yerine saatlerce online oyun oynayacağını, chat yapacağını, yıllar sonra tüm vaktini orda geçireceğini. Fakat geldiğimiz noktada maalesef ki bilgisayar-telefon-akıllı saat kullanımı ortalama günde 7 saat 29 dakika. Peki bunun acaba kaç dakikası gerçekten faydalı bir iş içindi? “Ama savaş stratejimi geliştiriyor” diye oyun oynayıp durup İslam’ın savaş stratejisinden, savaş ahlakından, savaş hukukundan habersiz bir nesil yetişti, yetiştik. Cihat dendiğinde gözleri fal taşı gibi açılıp, “aman sus kimse duymasın” denilip, bilgisayar başında düşmanı nasıl öldürürüm de oyunu kazanırım planları yapıldı, saatlerce bir ekrana karşı ele alınan bir “mouse” ile savaşlar sürdürüldü. Yine oyunlarla hayali şehirler kurulup, hayali kahramanlar yetiştirildi. Yan odadaki kardeşinden bihaber olup oyundaki kardeşiyle ilgilenildi. Hem de hepsi Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta. Peki Fatih, tüm çocukluğunu, gençliğini, İstanbul’u fethedene kadarki ömrünü yatarak, oyun oynayarak, saray bahçesinde koşarak mı geçirdi? Yoksa Fatih, durmadan okuyup, çalışıp, gerçek savaş tarihini inceleyip, İslam’ı öğrenip, ona göre yaşayıp, sorumluluğunun bilincinde olarak mı büyüdü? Ona ders veren hocalarını, alimlerini değerlendirerek mi, onlara not vererek mi dinledi yoksa onlara büyük bir hayranlık ve saygıyla mı dinledi? Kimin izinden gideceğini oyunlarda, sahte kahramanlardan mı öğrendi yoksa İslam tarihini öğrenip takip edeceği izi İslam’da mı buldu? Sorularımın cevaplarını biliyoruz değil mi kardeşlerim? Sanmayın ki bu sözler sizi eleştirerek, üstten bakılarak yazılmış sözler. Ben de sizin gibi İslam’ı öğrenmeye çalışan ve yaşamaya çalışan bir gencim. Sözlerim ve sorularım önce kendime. Fatih İstanbul’u fethetti, sen ne yaptın Furkan?
Aslında hepimiz bu sorunun farkındayız. Peki çözümü nedir? Artık telefonsuz, bilgisayarsız bir hayat düşünülemezse onu faydalı kullanmaya bakacağız, bu konuda birkaç önerim var:
- Faydalı olacağını düşündüğünüz uygulamaları indirin telefonunuza ve boş vakitlerde sosyal medyada dolanmak yerine o uygulamaları kullanın. Örneğin Tus çalışanlar için bir sürü uygulama var, Kuran okumak, hadis okumak için de bir hayli uygulama var ve artık birçok kitap da ücretsiz bir şekilde ulaşılabilir.
- Başka bir önerim ise sosyal medyada faydalı olacak, sizi geliştirecek sayfaları takip edip, o kanallara abone olmanız. Bu konuda da çeşitli soruların cevaplandığı ve cevaplarıyla paylaşılan birkaç dakikada okunabilecek paylaşımları olan sayfalar var.
- Kendinizi oyun oynamaktan alıkoyamıyorsanız daha kısa süreli oyunlar oynayabilirsiniz. Vaktimizin ne kadarını kurtarsak kârdır. Tabii en güzeli, mü’mine yakışanı boş ve gereksiz işlerden uzak durmaktır.