Seascape - Marek Ruzky

Hepimizin hayatında mutlu ve güneşli günler olduğu gibi; karamsar, hüzünlü ve bulutlu günler olmuştur ve muhtemelen ileriki zamanlarda da olacaktır. Güneşli günler arzulanan ve hiç bitmemesi istenilen zamanlardır. Bulutlu günler ise tam aksine; asla istenilmeyen, başa geldiği zaman bir an önce bitmesini istediğimiz zamanlardır. Bu kötü zamanların hızlıca geçmesi için, insan, büyük bir arzu içerisinde olur. Lakin bu arzu içerisinde olan herkes aynı şekilde umut içerisinde olmayabilir. Kimisi tevekkül ve umut içerisinde çabalayarak bu günleri aşmak isterken kimileri ise, bir deniz feneri misali içindeki son umut ışığını, fırtınaya teslim olarak kaybetmiştir.

Polonyalı sanatçı Marek Ruzky’nin bu tablosunda, fırtınası yavaş yavaş dinmekte olan bir denizdeki küçük bir geminin kararlı bir şekilde ilerlediğini görmekteyiz. Sanatçının deniz dalgalarının koyuluğuna dair vurgusu dikkat çekici. Bununla birlikte arka plandaki kara bulutlar, durumun kasvetli olduğunu bize göstermekte. Lakin o karabulutların arkasında, henüz yükselmekte olan ve bu kasvetli havaya ışığıyla tekrardan canlılık veren güneş ise, bize umudun bir habercisi gibidir. Aynı zamanda, kara bulutların arasından süzen sarı ışık hüzmeleri adeta karanlığı delip geçen özgürlük savaşçılarının mızrakları gibidir.

Geminin, resmin perspektifine doğru hareket etmesi ve güneşin bulutların arkasında yeni yükseliyor gibi çizilmesi, esere zamansal anlamda bir derinlik katmıştır. Eserdeki kompozisyonu birkaç saat geriye saracak olursak belki şöyle bir manzarayla karşılaşabilirdik: Kara bulutlar güneşi arkalarına hapsetmiş, tüm öfkesini sağanak yağmurlarla kusmuş; buna mukabil deniz de fırtınasıyla bu öfkeye karşılık veriyor. Tüm bu zulmetin altında, karanlığın ortasında küçücük bir gemi tayfasıyla beraber hayatta kalmaya çalışıyor. Ne yana baksa ışıktan zerre yok. Gördükleri tek ışık, geminin içindeki bir fenerde yanan ışık.

Zamanı tekrar kompozisyona saracak olursak, bahsettiğimiz ışık hala yanmaktadır. O gemiciği selamete, kurtuluşa ulaştıran geminin içinde yanan ışık umut ışığıdır sanki. Aynı şekilde insanın da içinde bulunduğu kasvetli, karamsar durumdan kurtaracak olan, o umut ışığına sarılıp mücadele etmesidir. O ışık yandığı müddetçe aydınlık günlerin, güneşli günlerin habercisi her daim var demektir…